Hulusi Budak / 




sarhoş dişlerinden hayvanını gösteriyor 
salyalaştıkça bükülmüş gövden 
çözülüyor doğum tarihin topuğundan 
kahkahalar içerek
nabzını sayıyorsun nergis uykularında
kadınların boynundan
kadınların nabzında görüş birliği sağlanıyor ve çıkış saatlerinde
unutulmuş uçmanın yerliği göklüğü
dilinin kenarında bir çakılı elma
bin alaca renk kusmuğun
dişlerin damarlarına topraşıklıyor
dişlerin tellere
soğuk gıcırtılı telefimsi
bir görüş bildiriyor 
her sağlanan birlik
nefret gereksiz öyle bir zamanda
sevmenin hiçbir zahmet getirmediği


beyazca mıydı ve hep hayvan mıydı dişlerin
dönen iç tomurcukların dokuşan seslerini 
ölü bir din olarak saldırışı
yazmıyor hiçbir kitap
kulakarkası öpülüşler pencere dibinde
hiçbir duada adı geçmiyor 
sayıltısı inceçayır çiğliğinde solan 
terkedilmiş köylerin
ve rüyasız uykuları çocukların kölelerin uykusuz rüyalarına karşı
ve olmadık bu saatte onlar
sırtının sivri yerlerinde ırlanıyor
ırlanıyor anımsanmayan tadı toprağın
gürüldeşen dikenli külçesi
ölüyolların mekik dokunan
bu yavaş dağ gecesinde 
uzaktan uzaktan 
paslanıyor ağzın
beklenince uzayan gecenin uyluğunda
serin bir alın aranırken hayat 
geçince


hayvanlar dişlerindir bunu biliyor onlar
yeryüzünde 
avluların çaputları yanıtlanmıyasıya
çocukları ürküten açlık şampiyonları
hasta eden bir çip sıcaklığında
sarıp sarmalanan intihar
mavi radyan çürültüsü bilmecelerin
acının ve polisin
gizli toplantılarıyla
hayvanlar dişlerindir bunu biliyor onlar
 gizemli bulunuşu savrulmanın doğurmanın yorgunluğun





yuttun
yutkundun
yatkın oldun 
alıcısı olmayan 
bir sessizlik yutulduğunda
dikkat gerektirmiyor gökyüzüne damaklarını açmak
bulantılı bir ritimdi 
bizi oturduğumuz yerden kaldıran da
uzuvların bozuldu 
ayaklarının ayaklığı
ellerinin elliği
dengeye kanarken tabanların
sarı unutkan düzlüklerde
düşürdün sinenden dinliği
kiraz küpeli akşamüstleri
terlemenin külfet sayılmadığı


şimdi biz de biliyoruz 
her yutuluş yutkunmayı getirmiyor
bakıldığında otoban kenarı tozlu yemişlere


kopuk korkudolu biçimsiz
durduğu yerde durmaktan sakınan
tülbentlere sarılmış ağır kokulu
geri dönmeye mecalsiz
geri bakmaya 
yutkunan.