Münir Yenigül / 




60 yıl yaşında bir çocuk adam 

     şaka söylenmiş sesle ıslanıp düşmüş geçen heveslerin  

     bıraktığı kazlar yürümüş yüzünde önceki hayatında köpek

dalgayı gösterdi


-nereden ezilirsen oraya saldırırsın


-Ne zaman Buca'ya gelsem Mahir Çayan'ı hatırlarım

faşizme mezar olacaktı

denizde bile bu kadar kaybolabilirdik

ceylan gözleri çölün gözleri

maddi bir şey gibi kırıl kırıl

bir gözüne kadar öyle üzüldü ki

evde barkta yaşamağı hiç sevmem der

ve avmyle doldurdular buraları bebeğim ve dağdağa ve

çevre caz sesleri üzücü geliyor


Kınanmış ve açıkta kalmış

Kınanmış ve uzaklaşmış

Kınanmış ve yalnız bırakılmış


ve aşırı gidiyor

muayyen bir belirsizlikle

bulmuş olmalarının vermiş olduğu coşkuyla

bir vakit, erkenden evinden

Doğru bir caddeye çıkıp ortada yürür

Düz yolun ortasında Omuzlarının arkasına

Yüzünün gökyüzünde aranıp durduğu

Bazen doğuya, bazen de batıya doğru 

gündüzün başında

kızların daha namuslu olduğu saatlerde

namusu gibi sevdikleri bankalarında

bütün bir armudu tek seferde yemedikleri

Yaşanmayan şimdi, içinde bulunamadığım anın burada olmadığı, hemen geçmediği

yaşam çok hızlı bitme sorunu

sadece hayatta kalmaya bakılır


dünya biraz zaman alır


her yere kaçtı, deli gibi koştu, gözleri kapkara,

ama ölüm bile kurtaramaz,


Her zaman elinde taş tutar kurşun durdurmak için

Seni seçtim taş gölgesi yok


dünyaya atılmış kedilere terk edilmiş

bir şarkı


sevinçle bitmeyi bekliyor