Elifcan Arslan / 




kendi girdabının içinde sürüklenirken
kurarken kendine göre algını,
kıyasıya sürerken mücadele
yazdıkça giriyorum bir grafiğe
hep tanımlanmış olan,
hep deneyim hafızası

bunun dışında bir şeyin mümkününü
gören hafızam, hep çelme hafızam
ah canım hafızam, seni reddi miras
senin dönüşüne yasak, karmana redler
püskürtmek seni ve üstüne tükürmek 
neye yarar, affetmek ve kabullenmek
kucaklamak ve sevişmek
alt etmek ve izah
hep geride kalınan bir şeyim kendime 
yazdıkça çerçeveleniyorum gören gözlerde
oysa ben değil mi en çok bundan korkuyorum
şekspir ve ikinci yeni, vaat ve temenni
 
kurbanım kendi zihnimde 
ama tatminiz ikimiz de bu hazla
ağzıma bir maşrapa dayayan bu hafıza
içine işiyor da olabilir

bilmek istemez insan gerçeği bazen
ve kaçarken bilinçli tuzaklar kurmaz kendine
bu bağlamda suçlayamam 
tek gerçek olan nesneyi
uçucu ve geçici bir felsefe mi
düşünmenin hava gazına inanamam
kişisi ortalıkta olmayan bir romantizm 
ama işim de belli olmaz benim
 
ah, evet bunu ben de düşünmüştüm 
çünkü sana çok tebrikler ve teşekkür
varlığını tamamlamak üzere 
yegane ve nafile olduğuna teşekkür
hala ölmediğin için yadırganabilirliğine 
ve içimizi boşaltabileceğimiz bir kova olduğuna teşekkür
canım hafıza
kendine hem defans hem curcuna
hem hafız hem züppe
hem soylu hem aşağılık
kendini iyileştiremeyen bir hasta
 
iç huzuru ve yoga.